DEVAM: 60. İmamlığa
Kim Daha Layıktır
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
حَدَّثَنَا أَنَسٌ
يَعْنِي
ابْنَ
عِيَاضٍ ح و
حَدَّثَنَا
الْهَيْثَمُ
بْنُ خَالِدٍ
الْجُهَنِيُّ
الْمَعْنَى
قَالَا
حَدَّثَنَا
ابْنُ نُمَيْرٍ
عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ عَنْ
نَافِعٍ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
أَنَّهُ
قَالَ لَمَّا
قَدِمَ
الْمُهَاجِرُونَ
الْأَوَّلُونَ
نَزَلُوا
الْعُصْبَةَ
قَبْلَ
مَقْدَمِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَكَانَ
يَؤُمُّهُمْ
سَالِمٌ
مَوْلَى أَبِي
حُذَيْفَةَ
وَكَانَ
أَكْثَرَهُمْ
قُرْآنًا
زَادَ
الْهَيْثَمُ
وَفِيهِمْ
عُمَرُ بْنُ
الْخَطَّابِ
وَأَبُو
سَلَمَةَ
بْنُ عَبْدِ
الْأَسَدِ
Abdullah ibn Ömer (şöyle) demiştir: "İlk muhacirler Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (Medine'ye) gelmeden Önce Asba'da
konaklamışlardı ve kendilerine Ebu Huzeyfe'nin
hürriyetine kavuşturduğu Salim, Kur'an-ı Kerim ençok ezberinde bulunan bir kişi olarak (onlara) imamlık
ediyordu."
(Ravi)
el-Heysem (rivayetine şunları da) ilave etti: Onların içinde Ömer b. Eî-Hattab ve Seleme b. Abdi'l-Esed de vardı.
Diğer tahric: Buharî, ezan; Ahmed b. Hanbel, V, 71
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerif iki ayrı senetle rivayet
edilmiştir: Birincisi; el-Ka'nebî, Enes, İbn Numeyr, Übeydullah, Nafi, İbn Ömer.İkincisi;
İse, el-Heysem, ibn Numeyr,
Übeydullah, Nafi, ibn
Ömer'dir. Her iki rivayet, her ne kadar mana bakımından aynı ise de el-Heysern'in rivayetinde fazla olarak "Salim'iıı, kendilerine imamlık ettiği ilk muhacirler arasında
Hz. Ömer b. Hattab'Ia Ebu
Seleme b. Abdi'l-Esed'in de
bulunduğu" ifadesi vardır.
Salim
(r.a.)'in imamlığa tercihi edilişi, hadis-i şerifte ezberinde daha çok Kur'an-i Kerim bulunmasıyla izah edilmiştir. Bu mevzuda
582.hadis-i şerifin açıklamasında mezheb imamlarının
görüşü nakledilmişse de burada şunları da anlatmakta fayda vardır. Asr-ı Saadette Kur'an-i Kerimi'tamamıyle ezberlemiş olanlar pek azdır. Fakat
herkes ne ezberlemişse, ezberlemiş olduğu ayet-i kerimelerin manalarını» özelliklerini, fıkhı hükümlerini de beraber öğrenirdi. İbn Ömer (r.a.) bu şekilde Bakara Suresi'ni 12 senede
ezberlemişti.
İbn Ömer (r.a.) buyurmuştur ki, "Resülullah
(s.a.v.)'e ne zaman bir sure nazil olsa ibiz hemen o
anda içindeki emri, nehyi, zecr ve terhîbi helal ve haramı öğrenirdik. Şimdi ise, bir adam
bir sure okuyor da ahkamından bir şey bilmiyor.”[bk. A. Naim, Tecrid Tncemesi, II, 528.]
İmamlığa
layık olmanın en önde gelen şartının fıkhı en iyi bilmek olduğu görüşünde
olanlar, "Kur'an-ı Kerimi en iyi okuyan ve
ezberinde daha çok ayet olan" cümlelerine böyle mana vererek, "Kur'an-ı Kerimi en iyi okuyanlardan maksat onun fikhî hükümleri en iyi bilenlerdir" diyorlar.
Kur'an-ı Kerimi daha güzel okuyan kimsenin, imamlık
için fıkhî hükümlerini daha iyi bilene tercih
edileceği görüşünde olanlar da görüşlerinin doğruluğunu isbat
için "Kıraat hususunda denk iseler sünneti en iyi bilenleri imam
olur" mealindeki 584 numaralı hadisi delil getirirler.
İmamet
hususunda aranan sadece kıraat ile ilimden ibaret olmayıp, bu şartlarda eşitlik
halinde başka vasıflar aranır. Mesela Hanefîlere göre; kıra-atta ve ilimde
eşitlik halinde günahtan sakınmakta daha titiz olan, günahtan sakınmada eşitlik
halinde daha yaşlı olan, yaşça da eşitlik halinde ahlakı en güzel olan, tercih
edilir. Bütün bu sıfatlarda da eşitlik olursa ya kur'a çekilir veya cemaatin tercihi
ile birisi imamlığa seçilir. Bu tertib içinde sözü
geçen daha yaşlı olan kimseden maksat, müslüman
olarak yaşanan yaş kast edilir. Binaenaleyh yeni müslüman
olmuş bir ihtiyar daha önce müslüman olan bir gence
tercih edilemez.
Bu
mevzuda İmam Şafiî'den de iki görüş rivayet edilmiştir: En kuvvetli ve eski
olan birinci görüşüne göre sırasıyla, 1. En şerefli olan, 2. İslam diyarına
daha evvel hicret eden, 3. Daha yaşlı olan kişiler tercih edilir.
İkinci
görüşüne göre ise; önce en yaşlı olan, sonra en şerefli olan, sonra daha önce
İslam ülkesine hicret etmiş olan sonra daha temiz giyinen ve en sonra da sesi
en güzel olan tercih edilir.[Ahmed Naim, Tecrid
Tercemesi; II, 528.]